okumali

Üye Girişi

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün180
mod_vvisit_counterDün867
mod_vvisit_counterBu hafta2220
mod_vvisit_counterBu ay12451
mod_vvisit_counterHepsi1839460

Kimler Sitede

Şu anda 6 ziyaretçi çevrimiçi

Suriye Nereye Gidiyor?

Suriye de yaşananlar gittikçe daha trajik bir hal almaya devam ediyor.Aradan neredeyse üç yıl geçmesine,binlerce ölü ve yaralı ile milyonlara varan mülteciler olmasına ,BM’nin ifadesiyle Ruanda’dan beri en trajik tablo yaşanmasına rağmen ABD ve Rusya’nın öncülüğünde gerçekleşen ve AB’nin de katıldığı Cenevre görüşmelerinde,adeta dünyayla ve insanlıkla alay edilircesine,Eset’li bir çözüm görüşülebiliyor.Kusayr’da Hizbullah’ın desteğiyle muhalifleri mağlup eden Eset rejimi,özellikle Rusya ve İran’ın desteğini arkasına alarak, Cenevre görüşmelerini kendi lehine çevirmenin arayışı içerisinde. Türkiye’nin bu sürece dahil olmayışı yukarıda adı geçen ülkelerce ciddi bir restleşme olarak algılandı. Türkiye en uzun sınır komşusunu yeniden Eset’in merhametine terk etmek istemiyor ve bundan dolayı da şimdiye kadar yürüttüğü dış politikasında bu tutumunu değiştirmedi.

 

Hamaney'e ve Nasrallah'a Açık Mektup-III

Muhterem Önderler; 

Suriye’nin İslami direniş hattını temsil ettiği ve bu nedenle küresel emperyalistler tarafından bertaraf edilmeye çalışıldığı argümanına sığınarak kendinizi direnişçi ve ümmetin maslahatını gözetenler olarak göstermeye çabalıyorsunuz.Sizlerin bu argümanına göre Suriye, İsrail karşıtı cephenin en önemli ayağı ve özellikle İsrail’in güvenliğinin sağlanması için bu cephenin ortadan kaldırılması gerekiyor.Ve yine sizlerin iddia ettiğine göre küresel emperyalizm Suriye’yi bertaraf etmeyi yıllar öncesinden planlamıştı ve şimdi o planını icra ediyor.

 

Hamaney'e ve Nasrallah'a Açık Mektup-I

Siz  ey imana ermiş olanlar! Derin bir duyarlıkla Allaha karşı sorumluluğumuzun hakkıyla bilincinde olun ve ona kendinizi yürekten teslim etmeden önce ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin.Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı tutunun ve birbirinizden kopmayın.Ve Allahın size verdiği nimetleri hatırlayın:siz birbirinize düşman iken kalplerinizi nasıl uzlaştırdı da O’nun lütfu ile kardeş oldunuz;ve ateşli bir uçurumun kenarında (iken) sizi ondan nasıl korudu.Bu şekilde Allah mesajlarını size açıklar ki hidayet bulasınız.(Al-i İmran 102-103)

Müslüman müslümanın kardeşidir.Ona zulmetmez.Onu düşmanına teslim etmez.(Hadis-i Şerif)

 

Kutsallıkla Halelenmiş Sekülerlik

Bugün günlük hayatımızda çokça kullandığımız fakat mahiyeti hakkında çok az şey bildiğimiz kavramlardan biridir Sekülerlik. Tanımı üzerinde dahi tam bir mutabakatın sağlanamadığı,yer yer laiklik kavramının yerine ikame bir kavram olarak kullanıldığına da şahit olunmaktadır.Oysaki bir kavramın, hele de bu kavram başka bir dilden ve kültürden ihraç edilmiş bir kavram ise ,içine doğduğu düşünsel/entelektüel zemin bilinmeden,o kavramı doğuran sosyal,siyasal,ekonomik v.s şartlar etüt edilmeden tanınması mümkün değildir.Üstelik bu kavram sekülerlik gibi kendisini dini olan karşısında konumlandıran bir kavram ise daha bir hassasiyet göstermek icap eder.Çünkü o zaman meseleyi kavramın ortaya çıktığı tarihi ve kültürel havzada dinin neye tekabül ettiği yönünden ele almak gerekecektir.Görüldüğü üzere insanın hayat algısında köklü değişikliklere sebep olan bazı kavramların mahiyeti bilinmeden ,alelade bir şekilde kullanılması ciddi sorunlara sebep olabilmektedir.

 

Mısır'dan Sonra Sıra Türkiye'de (mi) ?

Mısırda Müslüman Kardeşler Hareketi’nin adayı olarak bir yıl önce cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’nin askeri cunta tarafından görevinden alınması Türkiye de ki ulusalcı/laik/Kemalist vb. çevrelerde bir heyecan oluşturmuşa benziyor.Adı geçen çevreler Mursi’nin en yakın dostu ve destekçisi olan Tayyip Erdoğan’ın da aynı akıbete maruz kalması için ellerinden gelen her türlü manipülasyonu ve dezenformasyonu yapmaya teşne bir görüntü arz ediyorlar.

 

Hamaney'e ve Nasrallah'a Açık Mektup-II

 Devrim öncesi İran, ABD’nin bu coğrafyadaki ileri karakolu durumunda ve Şah Rıza Pehlevi de Türkiye de Mustafa Kemal’in misyonuna benzer bir misyonla İran’ı modernleştirme çabası içerisindeydi. Musaddık’ın İran’ın petrollerinin millileştirilmesi çabasını onaylamayan ABD, bir CIA operasyonuyla gerçekleştirdiği darbe neticesinde Musaddık’ı devirmiş ve Şah Rıza Pehlevi’ye iktidar yolunu açmıştı.Ayetullah Şeriatmedari’nin mukallidi olan Şah Rıza, elindeki iktidar gücüyle bir yandan İran’ı modernleştirmeye ve küresel sisteme entegre etmeye çalışırken ,bir yandan da uzun yıllar boyunca devletten bağımsız hareket edebilmiş olan Kum ulemasını yanında tutmaya ve yaptıklarının meşrulaştırılması için Kum’u araçsallaştırmaya çabalıyordu. 

Kum ilim havzasından Humeyni , daha kırklı yaşlarında Şah Rıza’nın yaptıklarına karşı durmuş,devrik lider Musaddık çizgisinde bir politika izleyerek Şah rejiminin meşruiyetini tartışmaya açmıştı.Bu çabaları hemen tepki çekmiş ve Humeyni önce Türkiye’ye ardından  Irak’a ve sonrasında Fransa’ya sürgüne gönderilmişti.

 

Hoş Geldin Semanın İkramı

Gök kapılarının ardına kadar açıldığı,gök sofrasının /maidenin yürek soframıza inzal olduğu…

Peygamberi duyarlılığın ve muhacirane serdengeçtiliğin temellerinin atıldığı,ensari kardeşliğin kavileştiği…

İnsan olmaklığımızın şuuruna daha derin vardığımız…

Gark olduğumuz nimetleri fark ettiğimiz ve ne kadar az şükrettiğimizi idrak ettiğimiz…

Semavi nusretin bir yay boyu kadar yaklaştığı ve maverai olanla ünsiyetimizin pekiştiği…

Ümmet bilincimizin ,bünyanun mersus/kurşunla kaynatılmış oluşumuzun, fehm edildiği…

 

Mısır 'da ki Darbeyi Nasıl Okumalı?

Geçtiğimiz günlerde Mısır’da gerçekleştirilen darbe küresel sistemin mevcudiyetini sağlama alma girişiminin en bariz örneklerinden biridir.Arap baharı olarak adlandırılan ve yaklaşık dört yıldır devam eden başkaldırı hareketlerine hazırlıksız yakalanan dünya sistemi en azından durumdan vazife çıkarma ve yeni kurulacak sistemde kendisine alan açma adına bir çok girişimde bulunmuş ve fakat istediği sonucu elde edememiştir.Başkaldırı hareketlerinin başladığı günden buyana,bu hareketleri BOP projesinin yeni bir versiyonu yada emperyalizmin İslam beldelerindeki süresi dolmuş diktatörlükleri değiştirme çabası olarak değerlendiren İslamcı entelektüel havzanın ağır ağabeylerinin Mısırda tamamen ABD destekli gerekleştirilen darbe için ne diyeceklerini doğrusu çok merak ediyoruz.