Avrupa'yı Taşralaştırmak

İnsan ve Medeniyet Hareketi Gebze Eğitim Komisyonu tarafından her ay geleneksel olarak gerçekleştirilen “Kitap Tahlili” etkinliğinde bu ay Hintli düşünür Dipesh Chakrabarty’ in ‘Ayrupayı Taşralaştırmak’ adlı eseri tahlil edildi.

Gebze’de özellikle öğretmenlerin ve entelektüel çalışmalara ilgi duyan çevrelerin katıldığı aylık “Kitap Tahlili” programı İnsan ve Medeniyet Hareketi Gebze merkezinde yapıldı. Eğitimci ve Araştırmacı-Yazar Kamil Ergenç’in moderatörlüğünü üstlendiği programda Hintli düşünür Dipesh Chakrabarty’e ait ‘Avrupa’yı Taşralaştırmak’ adlı eser kritize edildi.

AVRUPA’NIN EVRENSELLİK İDDİASI SORGULANIYOR

Post-kolonyal teori, Hindistan’ın İngiltere tarafından nasıl sömürgeleştirildiği ve maduniyet üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan yazar Chakrabarty, ‘Avrupa’nın Taşralaştırılması’ adlı eserinde düşüncenin var olduğu yerleri aşıp aşamayacağı, Avrupa düşüncesinin nasıl olup da evrensel bir geçerlilik iddiasında olabileceğini sorguluyor. Aynı zamanda, evrensellik iddiası ile tikel düşünce ve tarihsel geleneklerin yok sayılması üzerinden, Avrupa’nın taşralaştırılması gereğini, Avrupa düşüncesinin Hint dünyası içerisindeki sıradanlaşmış mevcudiyeti üzerinden ortaya koymaya çalışıyor. Chakrabarty, hiçbir ülkenin bir başka ülkeye model olamayacağını, aynı tarihsel süreçlerden birebir aynı şekilde geçilemeyeceğini belirterek, bütün toplumların bir “modern”öncülüğünde aynı nihaî hedefe varamayacağını ifade ediyor.

CEVABI ARANAN SORULAR

Moderatörlüğünü eğitimci yazar Kamil ERGENÇ’in üstlendiği tahlil programı kitabı okuyan katılımcıların katkısı ile kitap merkezli şu sorulara yanıt aranmaya çalışıldı:

1-Taşra ve merkezin karakteristiği hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani taşra nedir merkez neresidir?

2-İçinde yaşadığımız Dünya’nın bir merkezi var mı? (kültürel, entelektüel, bilimsel, siyasi vb.)

3-Tarih ve tarihsel zaman nedir? Zaman algısındaki ideolojik kırılmanın sebep ve sonuçları?

4-Aydınlanma sonrası özellikle tarih, sosyoloji, tıp ve antropoloji disiplinleri taşrayı nasıl tanımladılar ve taşra üzerinde nasıl tahakküm kurdular?

5-Madun kimdir? Bu kavram İslami literatürün mustazaf kavramıyla benzer midir? Neden?

6-Üçüncü dünya olarak tarif edilen toplumların ulusal bağımsızlık amaçlı isyanlarının Avrupa merkezli (aydınlanmacı) perspektifin terviç edilmesine katkısı oldu mu?

7-Post – kolonyal sürecin ve dilin karakteristiği nedir?

8-Marks’ın burjuva toplumu ve sosyalist devrim çözümlemesinde taşranın yeri neresidir?

Katılımcılar tarafından kitap eksenli olarak yapılan değerlendirmelerde merkezin tarihini yazanlar, son yıllarda bu özelliğini kaybetmeye başlasa da Batı yani Avrupadır.Amerika’yı da bu Batı içerisinde değerlendirmek mümkündür.Zaten kitabın adı bile Avrupa’yı merkeze almaktadır. Taşra ise tarih yazamayanlar, yani sömürülmüş toplumlardır.

AVRUPALI FİLOZOFLAR BATI-DIŞI KÜLTÜRLERİ DİKKATE ALMADI

Chakrabarty’e göre sosyal bilimlerin yapısını şekillendiren Batılı filozof ve düşünürlerin kuşaklar boyunca ürettikleri bütün insanlığı kapsayan teorileri, insanlığın önemli bir bölümünü -yani Batı-dışı kültürlerde yaşayanları- kısmen ve hatta bazen tamamıyla dikkate almamıştır. Bu durumun farkında olan Avrupalı filozoflar her zaman bu tavrı teorik olarak meşrulaştırmanın yollarını aramıştır. Üçüncü Dünya sosyal biliminin paradoksu, bünyevi olarak “biz”den habersiz bu teorileri kendi toplumlarını anlamak için çok kullanışlı bulmasıdır.

Chakrabarty Modern Avrupalı âlimlerin ampirik olarak cahili oldukları bu toplumlar hakkında kehaneti andırır öngörülerde bulunma hakkını nereden aldığını sorgulamakta, Avrupa merkezli bakışı iade etmek üzere Avrupa’yı taşralaştırmaya veya merkezsizleştirmeye çalışmaktadır.

Kitap tahlili programı katılımcılardan gelen katkı ve sorulara verilen cevaplar ile son buldu.


AddThis