Esaslı Eylem/Editörden

Beşerlik ve insanlık arasındaki en temel fark birinin/beşerliğin/ organik,bedensel,metabolik bir durumu ifade ediyor olmasına karşın diğerinin/insanın/sürekli bir oluş ve takamül sürecini ifade ediyor oluşudur.İnsanın beşer olarak doğması ve fakat sürekli bir oluş sürecine girerek, oluş istikametini seçecek yeti ve ihtiyarla donatılmış olması;yani ünsiyet kuran,yakınlaşan ve fıtratına ilham edilen takva yönünü takamül ettiren bir varlık olması onun eşref-i mahlukat olmasının da bir gereğidir/sonucudur.

İnsanın insan olma yolundaki tüm engeller,bu engeller her kim tarafından konulmuş olursa olsun ,kendileriyle savaşılmayı ilzam eder.Yeryüzünde verilebilecek en mukaddes kavga insanın ünsiyet kuran ve fıtratına ilham edilmiş olan takvayı takamül  ettiren yönüne savaş açan her türlü otorite ile yapılan kavgadır.Bir insana yapılabilecek en büyük iyilik ,onun fıtratını örselemiş her türlü unsuru ondan uzaklaştıracak ve eşref-i mahluk olduğunun farkına vardıracak bilgiyi ona ulaştırmaktır.

Tarih boyunca bütün tiranlar,müstekbirler,müstebitler,bağiler,zalimler,facirler,fasıklar…ellerine geçirdikleri güç ve otoriteyi ,öncelikle ,maiyetleri altındaki kitleleri fıtratlarından yani insaniyetlerinden uzaklaştırmak için ya da onlara fıtratlarında mülhem olan takva yönünü-ayartıcılık,göz bağcılığı,zorbalık,hakikati eğri ve dolambaçlı gösterme,şehvetperestlik,ikiyüzlülük,inkar,fücuru meşrulaştırma gibi yöntemlerle- unutturmak için kullanmışlardır.

Yine tarih boyunca bütün nebiler,rasuller,salihler,şehidler/şahitler,alimler,arifler,mütefekkirler …insana insanlığının esas mecrasını tanıtmak;onu eşref-i mahlukat yapan unsurları hatırlatmak,fıtratına ilahi irade tarafından zerk edilmiş takvayı tekamül ettirmek ,nefsini tezkiye edenin felaha kavuşacağını onu kirletenin ise hüsrana uğrayacağını bariz etmek için mücadele etmişlerdir.

Bundan dolayı tarih boyunca bu iki kanat sürekli olarak birbirleriyle kavga etmiştir.

Hayata mü’mince bakmayı şiar edinen kişinin en önemli meselesi insanı fıtratına yabancılaştıran  ne olursa olsun onunla mücadele etmektir.Mümin ancak zihnini iğvadan koruyabildiği müddetçe irfani ve hikemi yönünü tekamül ettirebilir.Zihni iğvadan korumak, ancak ve ancak sağlıklı bir bilgilenme ile mümkündür.

Bugün maalesef insanlık acımasız ve ayartıcı bir enformatik saldırı altındadır.Enformasyon aygıtlarını ellerinde bulunduranlar insanlığı adeta ahmaklaştırmıştır.Geçmişin tiranları ve müstekbirleri ile bugünküler arasında yaptıkları işin mahiyeti noktasında hiçbir fark yoktur.Fark sadece kullanılan araçlarda ve zamandadır.Her ikisi de maiyetleri altındakileri hak ve hakikatten uzaklaştırmak için canla başla çalışmaktadır.Her ikisi de yönetimleri altındakileri geçici olanla,zevk ve eğlenceyle,zer ve zorla aldatma ve ahmaklaştırma peşindedir.İktidarlarının devamlılığı yönetimleri altındakilerin ahmaklıklarının devamı ile mümkündür.

21.yy idrak eden biz müslümanların imtihanının çok çetin olduğunu söylemek durumundayız.Evvela kendimizi bugünün mürettep,organize ve profesyonel enformatik iğvasından koruyacak ,sonrada insanlığı uyarmak gibi bir mesuliyeti de icra edeceğiz.İslam’ın özgün ve özgür dilini/üslubunu hayatın tam göbeğinde ifade etmek ve yaşamak, bugünün müstekbir ve müstebitlerini korkutan en büyük eylemdir….

 

Vesselam…

Kamil ERGENÇ

EDİTÖR

Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız

 



AddThis