Peygamberler insanların dünyaya ait keyif ve rahatlarını bozmak için gönderilmişlerdir. Keyfine düşkün, mal varlığının malı olmuş, tutunduğu tesadüf putlarının sadağından çektiği oklarla yol arayanların huzurunu kaçırmıştır Peygamberler.Kitabın hayata dair tefsirini ilk elden yapan Peygamberimiz (s.a.v.) tüm insanlık ailesi için manevi şifa reçetesi sunmuştur. Varlık âleminin önderi olan Peygamber (s.a.v.), dünyamıza ait cilvenaz tutum ve davranışlardan kendini beri tutarak hayatı en objektif haliyle bize değerlendirmiştir.

İsmet ÖZEL’in kendine has üslubuyla kendini anlamaya niyetli olanlara sunduğu kıymetli bir eser. Cesaret sahibi, tutkularını din edinmekten rahatsız olanlara tavsiye edilebilecek bir eser.Hadislerle karşılaşınca laubali davranmayı ahlakına sığdıramayanlara, hangi pencereden bakılarak hayata anlam katılacağının yollarını ve haşyetini sunan bir eser. Hadisleri kutsadıkça sevap kazandığını düşünenlerin, hadisler açısından ne kadar mahrum bir hayat yaşadıkları ile yüzleştiren bu eser, pratiğin Peygamberi metodunu sunmaktadır biz okuyucusuna. Peygamber’siz bir anlayış teoriye hapsedilen bir ruhban dini olur ki, İslam’ın şiddetle reddettiği bir durumdur.Hadislerin pratik hayata ait güncelleştirilmiş durumları üzerine tefekkür farziyyetinin eda edildiği bu eser, aynı zamanda yaklaşımlarımıza bir röper taşı konumundadır. Hadisleri söylendiği zamana göre algılayıp işin içinden çıkılamaz oluşuyla beraber, hadislere mesafeli duruşları daha bir yakınlaştırmacı bir eser.Hadisleri, menkıbe ağında yaşadığı girdaptan alıp hayatın kucağına anlamlandıran anlayışların ferasetten mahrum kalmalarına dair yaşadığımız Peygamber ’siz bir yaşamdan kurtulmaya, Peygamberi bir metottan geçerek ulaşabiliriz.Hadisleri Kitaptan ayrı algılamanın içinde bocaladıkça, dünyanın aldatıcılığı karşısında Peygamberi  davranışı gösteremeyecek  tek dünyaya ram olmuşluğun ıstırabı ile yaşamaya devam edeceğiz. ‘’Şimşek çakınca iki adım atacak, şimşek kaybolunca olduğumuz yere çöküp kalacağız’’Eseri okumaya başladığımda, İsmet ÖZEL’in üslubu karşısında yenik düşeceğimi düşünürken, yeni anlayışlara kapı aralayacağımın nasibinden habersizdim. Gayret bizden Tevfik Allah’tan, niyetiyle yorulmayı göze alabilmiş olmanın şükrünü eda etmeye çalışıyorum. Ve fark ettim ki böyle bir eseri yorumlama hadsizliğine ulaşmışım. Bu hadsizliğimin nefsani duygularıma yenik düşmesinin önüne geçebilmek için Rasulullah’a başvurduğumda beni yine müjdeleyen ‘’O’’ oldu.‘’Benim sözlerimi dinleyip de başka Müslüman kardeşlerine nakleden kimselerin Allah yüzlerini ağartsın…..’’

Amin dedik böyle güzel bir duaya, Ümmet adına insanlık adına.

237 sayfalık böyle bir eseri bize kazandıran Tefekkür emanetçisi İsmet Özel’e şükranlarımı sunar, Rabbimden Rasulünün sözlerini bize yeniden kazandıran bu kulunu merhametiyle muhatap almasını temenni ederim.

 Mehmet ÇELEBİ