İnsan evinde doğar, büyür ve ölür. Bu süreç insan için çok önemlidir. Ve kişi için büyük bir imtihan dönemidir. Efendimizin de buyurduğu gibi;“Kimin damı çökmeyen bir evi varsa, bedeninde sakatlık yoksa ve bir günlük yiyeceği varsa o kişi en mutlu insandır.”demiştir. Ne yazık ki günümüzde bu nimetin değeri pek fazla anlaşılmıyor. Halbuki ev demek aile demektir.

İslam medeniyetinde aileyi korumak herşeyden önce gelir. Çünkü aile korunduğu zaman devlet de korunmuş olur. Fakat günümüzdeki insanlar her yönüyle batıyı örnek aldıkları için Avrupai bir hayata doğru gidiyorlar. Böyle olmasının en önemli sebebi aptal kutusu dediğimiz televizyon ve artık her evde yaygınlaşan internettir. Hal böyle olunca aile bireyleri arasındaki iletişim kopmuş, huzursuzluklar başlamış oluyor. Dolayısıyla böyle ailelerde bilinçsiz, etrafa zarar veren, ahlaksız ve manevi değerlerinden habersiz çocuklar yetişiyor. Yetişen bu bireylerde etraflarından bîhaber oluyorlar.

İslami koşullara uygun bir ailede ise; herkes evlerinin kendileri için bir nimet olduğunun idrakindedir. Evlere şeytanın hakim olmaması için ibadetler ihmal edilmez, nafile namazlar kılınır, günlük programlı bir şekilde Kur’an-ıKerim okunur. Yapılan bu ibadetlerin maneviyatıyla ahlaki kurallara dayanan mutlu bir yuva oluşur. Bu hususta kadının yeri çok önemlidir. Kadının en büyük vazifesi nesil üretmek ve evini cennet yapmaktır. Yalnız nesil üretmek doğumdan ibaret değildir. Tam anlamıyla bir insanlık hizmetidir. Cihattır. Burada da çocuk eğitimi konusunda eşler birbirleriyle istişare yaparak evlerindeki huzuru arttırırlar. Kısacası evin mutluluğu kadının elindedir. Çünkü geleceğin tohumları kadının ellerinde yetişir. Bu yüzden kadın ne kadar sıkıntı çekse de sabreder ve imtihanı kazanır.

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi aile toplumun yapı taşıdır. Aileye değer vermeyen toplum huzur, güvenlik gibi en önemli ahlak esaslarını terk eder. Ve bu toplumda manevi bir yozlaşma başlar. Bu da koca bir medeniyetin ifsadına sebep olabilir. Bu sosyal hayatı değiştirmek ve düzeltmek de ailenin görevidir.

Evlerimiz bize emanettir ve evlerimizi cennet bahçesine dönüştürmek bizim elimizdedir. Burada ki püf nokta da salih bir evlat yetiştirmektir. Çünkü salih bir çocuk yetiştirmek cihattır, ibadettir. Bu yüzden çocuğumuzun beyninde kurmak istediğimiz düzeni önce evimizde kurmalıyız. Sünnete uygun yaşamayı, ahlak kurallarına riayeti evde gören çocuk gideceği yolu görmüş demektir. Bu yol da onun için bir cennet olur.

Bahar TAMER