Montessori Çılgınlığı
Eğitimle ilgili bir yenilik olduğunda geleceğimiz açısından umutlarımız artıyor. Tahlilini yapmaya çalışacağımız kitap bu açıdan bence çok değerli. Kitabımız 23 bölümden oluşuyor.
Eğitimin bütün amacı öğrencileri seçme ve yerleştirme puanları almaya yönelik olduğunu , bu yüzden klasik eğitimin problemlerini daha açık görmezin mümkün olduğunu savunarak kitaba başlıyor.Montessori çocukların ilgi ve becerilerinin bağımsız aktivitelerden kaynaklanan kendine güvenin ve esas ilkeleri olarak nezaket ve saygının anlam kattığı bir çatışma ortamı sağlamaya çalıştığını iddia ediyor.Yazar Fabrika modeli eğitim modelini eleştirerek, öğretmenin iradesini ortaya koyup ve çocuktan sorgulamadan itaat istediğini, çocukların boş bir beyaz sayfaya benzetildiğini. Buna dayanarak tekbir seçeneğe mahkûm edilip, kendi irademizi onların yerine koyduğumuzu vurguluyor.Doğal olmayan bir eğitim ortamının kaçınılmaz şekilde zararlı parazit dersler yarattığını ,Montesori de ise çocukların memnuniyet müptelası olduğunu , keşfetmenin heyecanına vardıklarını bunun sonucu olarak hatırda tutma kalitesinin arttığına değiniyor.
Geleneksel sınıf öğretmen otoritesi ve müfredat iken Montessori de ise çocuğun ilgi duyduğu şeyleri koymasını merkeze aldığını, öğretmenin sadece bekleyip gözlemlediğini , çocuklar bir şeye ilgi gösterdiğinde öğretmenin çocuğun bu duyarlılık dönemini etkili bir şekilde kullanması ve o anda ki entelektüel kaşıntıyı gidermek için gerekli materyalleri hazırlandığını söylüyor..
Bastırılmış enerji kendini kontrol eden hareket etme ve etrafta dolanma özgürlüğü sayesinde serbest bırakıldığını, enerjiler patlamalar yerine küçük parçalar halinde meydana geldiğini, bu durum davranış patlamaları riskini azalttığını altını çiziyor.Ahlaki bir üst zemini sürdürmek zorluğunu savunuyor.Çocuklarımıza terbiyeli olmayı öğretmeye çalışırken; bağırdığımızda ve vurduğumuzda mesajımızın gücü azaldığını, cezaları gereğinden fazla kullanılmasının onların etkilerini azalttığını özellikle vurguluyor.Ne kadar çok hayır dersek kelimenin (sözlerimizin) ağırlığı o kadar azaldığına değiniyor. Hayırları balonlara benzetip, onların patladığı zaman büyük bir “pat” sesi çıkardığını ama fazla patlatılır alışkanlık yaptığını ve hayırları yerlerine saklamamamız gerektiğine vurguluyor Ör: Kızgın ütüye giderken, yanacakken gibi.Montessori de zemine veya herhangi bir yere bir şey dökülse bezler ulaşılabilecek yerlerdedir. Çocuk temizlik yapamasa bile büyük çocuklar yardımcı olduğunu,böylece el kaslarının da geliştiğine değiniyor .İnformal eğitim ve fırsat eğitimi her fırsatta yapıldığına dikkat çekiyor..
Ödül ve cezanın pek çok parazit ders öğretiğini. İradeyi zayıflatıp başarıyı sınırlandırdığını . ve muhtaç olmak için teşvik ettiğin değinip bunun yerine;Konsantrasyon (geleneksel eğitimde ki gibi oyalacı değil), sınırsız özgürlükle normalleşme,(Sınırsız özgürlükle verilen örnekler çok exterm örnekler gibi duruyor.),azim , Pratik yaparak hazırlanmış ortam ve fiziksel yaklaşımlarla eğitimin kalitesinin artacağını vurguluyor. Bir ziyaretçi istedikleri şekilde davranmalarına izin verilip verilmediğini öğrencilere sorduğunu, öğrencinin ‘’İstediğimiz şeyi yapmıyoruz ama yaptığımız şeyi seviyoruz cevabını verdiğini paylaşıyor.
Sorumluluk ve özgürlük bileşik olduğunu ideal limitleri sadece öğrencinin farkındalığı sınırladığını, seçme özgürlüğü ve başarısızlık özgürlüğü ile beraber olması gerektiğini vurguluyor.
Övgünün sahte ve ucuz ve hak edilmemiş olduğunu savunuyor.
Mehmet GÖZÜTOK
Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız
