okumali

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün171
mod_vvisit_counterDün362
mod_vvisit_counterBu hafta533
mod_vvisit_counterBu ay8617
mod_vvisit_counterHepsi1849397

Kur’an’da Zihin Eğitimi (Yaşar Fersahoğlu)

I. BÖLÜM :KURAN’AN’DA ZİHİN EĞİTİMİ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR 


Kuranda Zihin Eğitimi kitabı üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, zihin eğitimi ile ilgili kavramlardan oluşuyor. Bu kavramlar insanın soyut yönünü ortaya koyan zihin, şuur, ruh, nefis, kalb, idrak, algı, alaka, hafıza, zeka, irade, kavramlarıdır.

Bu kavramların insan hayatındaki yeri ve fonksiyonu ifade edilerek, hayatımızdaki yansımaları detaylı bir şekilde ele alınıyor. Öncelikle zihin kavramının ele alındığı kitapta, zihnin Arapça’da anlamak, kavramak anlamına geldiği ifade edildikten sonra günlük dilde ise hafıza ile eşanlamlı kullanıldığı belirtiliyor. Kitap, zihin kavramını ve çağrıştırdığı birçok kavramı ele alıp değişik kaynaklardan alıntılarla tanımlamıştır. Kitapta, ele alınan kavramların birden çok tanımıyla karşılaşmak mümkün.

Şuur kavramı için kesin bir tanımın olmadığı vurgulandıktan sonra genel olarak farkındalık, uyanıklık hali, ruhsal hali yaşama yeteneği, idrakin idraki olarak anlamlandırılmıştır. Bu kavramların tanımları yapılırken J.Dewey, Herbert Sorenson, M. Şekip Tunç, Rasim Adasal, Sabri Özbaydar gibi yazarların eğitim psikolojisi, medikal psikoloji içerikli eserlerinden çok fazla alıntılar göze çarpmaktadır.

Ruh ve nefis meselesinin ele alındığı bölümde, Doğu ve Batıdan birçok düşünürün tanımları art arda sıralanıyor. Arapça ruh kelimesinin “hafif esinti, rüzgar” anlamlarına geldiğini belirtiliyor. Ayrıca M. Kutup, Kelabazi, M. L. Bras, Rasim Adasal, Aristo, Descartes, Gazzali, gibi pek çok düşünürün ruh ve nefis ile ilgili tanımları sıralanmıştır.

Akıl için de yine birden çok tanımla karşılaşıyoruz kitapta. Bunlar: bağlamak, düşünmek, tasdik ve tasavvurların terkibi, akıl yürütme yapma yetisi, eşyanın hakikatini bilme yetisi gibi çokça tanım var. Yine akıl ile ilgili Eşari, Maturidi, İbn-i Rüşt, Kindi, Ebu Hanife, Ebu Yusuf, Mutezile, Mürcie, gibi birçok alim ve mezhebin akıl konusundaki yaklaşımı verilmiştir.

Kalb kavramının ise sürekli değişen, dönen, ruh, ilim anlamlarına geldiği açıklandıktan sonra maddi kalb ve ruhani yani Rabbani cevher olarak ikiye ayrıldığını görüyoruz kitapta. Kalble bağlantılı olarak sadır, fuad, lübb kavramları Tirmizi’den ve ayetlerden alıntılar yapılarak açıklanıyor. Daha sonra öğrenme tanımlarına geçiliyor. Öğrenme tanımları, türleri, ögeleri, şekilleri ve ilkeleri ele alınıyor. Daha somut bir üslupla ele alınan öğrenme olayını, öğrenme stratejilerini okurken insan kendini formasyon derslerinde hissediyor. Özellikle öğrenmede övgü ve yergi dengesi, rekabet, ödül ve ceza konusu insan fıtratına uygun ve adil bir şekilde uygulanmalıdır vurgusu öne çıkıyor. Ardından sırasıyla idrak-algı, ilgi, alaka, dikkat, hafıza, zeka kavramları çok yoğun alıntılar yapılarak zihin yorucu bir kompozisyonla peş peşe sıralanıyor.

Gerek kavram tanımlarının benzerliklerinden gerekse bir kavramın birden fazla tanımının yapılmasından kitap bazen yorucu ve sıkıcı olabiliyor. Kitapta bahsi geçen birçok kavramın tanımı verilirken belli bir tema üzerine yoğunlaşmaktan ziyade değişik bağlam ve bilgi alanlarından alınmış olan birçok tanım yan yana verilmiş ve bunlardan bir sonuca varma işi okuyucuya bırakılmış gibi.
Birinci bölümün sonunda ele alınan irade kavramı yaklaşık on beş farklı tanım yapılarak açıklanmıştır. Kitapta irade hareketinin özellikleri: bilinçli, bir çatışmanın sonucu, karar vermek, kuvvet ve sürati düzenlemesi, fertten ferde değişebilirlik, toplumsal yönü olan, zekayla ilgili, karakterle ilgili ve inanmakla ilgili olarak sıralanmıştır. Ayrıca heyecan ve öfkenin, kişilik zafiyetinin, anormal dürtülerin, baskı ve uyuşturucu iptilasının iradeyi etkileyen faktörler olduğu vurgulanarak birinci bölüm son bulmaktadır.

II. BÖLÜM: KUR’AN-I KERİM’İN ZİHNİ EĞİTİRKEN KULLANDIĞI BAŞLICA METOTLAR

Bölümün başlığı her ne kadar zihni eğitme metodu olsa da incelendiğinde kitabın metot üzerine yoğunlaştığı kadar birinci bölümde olduğu gibi yine birbiriyle ilintili pek çok kavramın tanımı üzerine de yoğunlaştığını görürüz. Bu bölümün başında yine insanın kulluk bilinci hatırlatılarak ünlü İngiliz bilginini Bacon’un: “Doğru yolda yürüyen bir topal, yolunu şaşıran bir koşucudan daha önce hedefine varır.” Sözüyle metodun önemine işaret ediliyor. Metodun konuya, amaca, şahsa göre değişebileceği vurgulanıyor. Modern eğitimde olduğu gibi Kur’an eğitiminde de öğretmen, öğretimin amacına, konunun özelliğine, öğrencilerin amaç, ihtiyaç, yetenek ve genel özelliklerine göre hangi metot veya metotları okutacağını karalaştırır vurgusu yapılıyor.

İlk olarak bilgilendirme metodunu ele alan kitap, bilgi birikiminin bir iradi eyleme, davranışa dönüşmesi gereğini vurgular. İslam’ın bilgi-iman- amel üçlüsünü sosyal psikolojinin şu üç temel ögesi üzerine oturtur. 1. bilişsel(zihinsel) öge 2. duygusal(emotional) öge 3. davranışsal(behavioral) öge. Ayrıca İslam’ın “oku” emrini, Adem’e bütün isimlerin öğretilmesini, İslam öncesi döneme “cahiliyye dönemi” denmesini hatırlatarak Kuran’ın bilgilendirme metoduna yaptığı vurguyu örneklendirir.

Birinci bölümde olduğu gibi yine bu bölümde de bilgi, bilim, marifet, hikmet, bilginin tasnifi, bilginin kaynağı(duyular-akıl-sezgi-vahiy-rüya), bilgi çeşitleri, Kur’an’da bilgi konusu olan varlıklardan bazıları gibi konularda birden fazla örnek ve açıklamalarla ayet meallerini dışta tutarsak ansiklopedi ile lügat karışımı bir tat vermektedir.
Metotlardan bir diğeri ise Kur’an’da bilgi edinme yollarıdır. Bu başlık altında kitapta okuma kavramı Kuran’ın ilk buyruğu olan “oku” kavramıyla vurgulanmıştır. Alak suresinden hareketle kitapta şu sonuçlar çıkarılıyor:
1. İnsan mutlak surette okumalıdır.
2. Okuma-yazmaya insan önce Kuran’dan başlamalıdır.
3. Okumaya Allah’ın adıyla başlamalıdır.
4. Kalem bilgini yazıyla tespit edilmesine yarayan bir alettir.
5. İnsanın önceden hiçbir şey bilmediği ve öğrendiği her şeyi Allah’tan öğrendiği,
6. İnsanın her an şımarıp azgınlık yapabileceği,
Dinleme, gezi-gözlem, düşünme, tartışma kavramları da öğrenmek amacıyla, samimiyetle uygulanırsa bilgiye, hakikate ulaştıran birer pencere olarak vurgulanıyor kitapta. Amaç öğrenmek olduktan sonra yer, gök, su, bulutlar, gemiler, örümcekler birer bilgi kaynağıdır. Daha sonra Kur’an’da tartışma metotları şu şekilde sıralanmaktadır:
1. İspat metotları: Bir fikri, inancı şüpheye yer bırakmadan delillendirmek için kıyas, gözlem-deney, mukayese.
2. İptal metotları: Muarızın görüşlerini haklı bir sebeple ret ve iptal eder.

Burada Kuran’i tartışma kuralları öncelikle delil ile yani Kuran’ın en önemli ilkesi delile dayanarak tartışmaktır vurgusu yapılır.
Diğer metot amaçtır. Amaç hakikatin bulunması olmalıdır. Ayrıca tartışılan konu tartışmayı gerektirecek bir konu olmalıdır. Kuran’ın öngördüğü tartışmada kesin bilginin esas olduğu vurgulanmaktadır.

Kur’an’da tartışama metotları sıralandıktan sonra, tartışmanın kuralları da delil, amaç, tartışmayı gerektiren bir konu, kesin bilgi, üslup, tartışmacıların samimi olması, muhatabın durumu, yeri geldikçe Allah’ı anmak başlıkları altında açıklanmıştır.
Kitapta kıyas- mukayese, soru-cevap, örnek alma, tekrar, problem çözme gibi Kuran’da bilgi edinme yolları da ayetlerden, eğitim psikolojisi ve çağdaş pedagojik terimlerden faydalanılarak açıklanmıştır.


III. BÖLÜM: KUR’AN’DA ZİHİN EĞİTİMİNİN İLKELERİ

Daha önceki bölümlerde Kuran eğitimini bilgi, duygu ve davranış planında ele alan kitap son bölümde ise Kuran’ın zihin eğitimi ile ilgili ilkelerine temas eder. Bu bölümde Kuran’ın günümüz eğitim sistemleri ile örtüşen ilkelerinin yanında Kuran’a özgü ilkeler de vurgulanıyor. Bu kısa açıklamadan sonra Kuran’ın zihin eğitiminde kullandığı ilkeler şöyle sıralanıyor:

1. Ferdi farklılıklar ilkesi: Her birey biricik ve orijinaldir.
2. İnsana göre öğretim ilkesi: İnsanın fizyolojik, psikolojik, sosyal durumu.
3. Somuttan-soyuta ilkesi: Maddeden manaya varmak.
4. Bilinenden bilinmeyene ilkesi: Dumanı gören ateşi, ışığı gören güneşi bulur.
5. Yakından uzağa ilkesi: Önce yakın çevre, yakın zaman sonra uzağa varmak
6. Kolaydan zora ilkesi: Kolay bilgi ile temel at sonra üzerine inşa et.
7. Kesin bilgi ilkesi: Kesin bilgi hakikatin şaşmaz ölçüsü.
8. Gaybe iman ilkesi: Maddi alemin ötesinde bir alem vardır.
9. Vahye ittiba: Bilimin, duyuların, aklın ötesinde gerçekler vardır.
10. Hürriyet ilkesi: Sorumluluk bilinciyle özgür olmak.
11. Denge ilkesi: İnsanın zihin, duygu, davranış dengesi.
12. Deric ilkesi: Derece derece bir amaca varmak.
13. Orta yol ilkesi: Kuran ifratı da tefriti de kabul etmez.

Zihin eğitiminde sıralana yukarıdaki ilkelerle kitap son buluyor.
Kitabı okuduktan sonra insanın zihninde belirli bir ana fikir oluşmasa da pek çok bilgi adacıkları insanın zihin okyanusuna serpilmiş oluyor. Kitabın içeriği geniş, detaylı ve alıntılarla çok fazla yoğunlaştığı için başlığın sınırlarını biraz aşıyor gibi. Yani kavramların, alıntıların, ayet meallerinin belirli bir konu çevresinde peş peşe gelmesi insanın zihnini inşa etmekle beraber daha ziyade teorik bilgiye boğuyor. Kuran’da zihin eğitimi kitabını okumayı tavsiye ederiz.

 

MUSTAFA GÖKÇE
Türkçe Öğretmeni.

 


AddThis
 

Yorum ekle