okumali

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün313
mod_vvisit_counterDün535
mod_vvisit_counterBu hafta2258
mod_vvisit_counterBu ay7057
mod_vvisit_counterHepsi1847837

Bir Adam Girdi Şehre Koşarak

Yakasına yapışan cümleleri yazmış bu kitaba , Tarık Tufan. Elinden bir türlü kurtulamadığı , içini yiyip bitiren ve belkide yazdıkça yakasını bırakacağı sandığı cümleler kurmuş.

Kapitalizmin yüreğinde açtığı derin yaraların acısını anlatmış , hiç geçmeyeceğini düşündüğü acılarını.

Naif ve nazik dilini önce gündelikçi kadınlara giydirmiş , sonra da pazar yerlerinden artık toplayanlara. Bunları yazarken birşeylerden rahatsız , Tufan. Ve yine birşeylerin yolunda olmadığı kanaatinde.

''Bu ülkenin dününe ait ne varsa bir an için unutsak '' derken bile aslında kastettiği şey işte bu rahatsızlığı . Belki dünyanın belki de insanların bu denli vurdumduymaz oluşu . Yazdıklarının ilkiydi Anna .. Pervasızca '' gidelim buralardan Anna '' deyişleri bile bundandı .

Kudüs de var ! Kudüs sokaklarında koşuşturan çocukların nefessiz kalıp bir kenara yığılması . Aslında sadece Kudüs değil bir çok şey var . Anna'dan tarhana çorbasına , Sartre'dan Paul Virilio'ya , pazardan alış veriş merkezine , Zinnureyn'den Hattab’ın oğluna , kış gecelerinden yazın kavurucu sıcaklarına , anneden babaya kadar bir çok şey .

Dar bir yolu yok bu kitabın . Alabildiğine enli , alabildiğine kapsamlı .

Amacını kendisinin de belirttiği gibi '' En çok tekrarladıklarım en çok ihtiyaç duyduklarımdır. / Bir küçük gazete haberini, bir film sahnesini , yolda gördüğüm insanları yazdım ''

Sıcak tarhana çorbasını hatırlatıyor sık sık .Tarhana çorbası tadındaki bu kitap...

 

Meryem AKTAŞ


AddThis
 

Yorum ekle