Kent İlişkileri(Rasim ÖZDENÖREN)

''KENT

...................

Beceriksiz kent

sen busun, insanların

üstünde tepindiği ''  (İbrahim Tenekeci)

Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere Rasim Özdenören , bu eserinde kent ve kent yaşantısının kişiler üzerinde ne gibi etkileri olduğundan bahseder. Ayrıca bu yaşantının toplumda ne gibi sıkıntılara sebebiyet verdiği, tarihte nasıl bir kentleşmenin gerçekleştiği ve günümüzde nasıl bir kent hayatı olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer.

 

Bilindiği üzere insanlık tarihi boyunca dünya üzerinde çok çeşitli yerleşim biçimleri olmuştur. İşte tam da bu noktada yazar en büyük sıkıntılı yerleşmenin kent hayatı olduğunu vurgularken , bir çok Anadolu diyarlarından da yaşam tarzı örneklendirmeleri yapar .

 

Ankara'dan Amasya'ya birçok şehirlerdeki yaşantıdan bahsetmiş ve bunları Batı'nın kent hayatıyla kıyaslamıştır. Farklı denemelerin bir araya toplanmasıyla oluşan kitapta ; ''Amasya Huzuru , Paris Sıkıntısı ''  adlı bölümde, yazar :

''Üstelik Paris'in huzuru da yok .Paris daha 19. yüzyılda kitleselleşmiş. Kitleselleşmenin tüm pisliklerini sahiplenmiş . Kişiler artık bireyliklerinden sıyrılmışlar .

....

Amasya'da insanlar , şimdi bile , yani 2000'e beş kala bile bireyliklerini korumaya özen gösteriyorlar . Ağaçta yetişen elmayla atölyelerde imal edilen pilastik elmaların , aynı tözü taşıdığına ilişkin bir iddia kimin aklına gelir ? Amasya ' da insanlar elmalar gibi doğal ve tertemiz . Paris'in insanı çileden çıkaran köpeksilerine rastlanmıyor burada, oranın sıkıntısına da ...''  diyor.

 

Bu sözlerden de anlıyoruz ki kentleşme dahi Batı'da faklıyken , her toplumun yaşantısı karakterine siniyor ve kişi artık memleketine benzemeye başlıyor ..

Yazarın özellikle yakındığı durum kenleşme değil , bununla birlikte gelen toplumsal yozlaşmadır . Yani toplumlar uygarlaşmaya ve bununda beraberinde getirdiği yerleşik hayata (kentleşme) muhtaçtırlar fakat bu toplumsal asimileyi , deformeyi gerektirmez , gerektirmemeli ..

 

Ve yine mevsimlerin kentte nasıl yaşandığıyla ilgili ; yazın kuş cıvıtılarına uyanmayan insanlar , kışın bir sessizlik gibi akıp gittiği kentler vurgusuna sıkça rastlanır.''Modern kentler , gökyüzünün herkese ait olduğuna ilişkin inancı da boşa çıkarmayı başarmıştır ,. Gökyüzü , modern kentte yaşayan insan için kimseye ait değildir , çünkü orası artık mevcut değildir ''

Genel anlamda bir toplumun kent yaşantısının objektif eleştirilerini bir araya toplamış ve bu yapıtı meydana getirmiştir . Kent boğulmalarından uzaklaşmak

için okunmalıdır .

 

 

MERYEM AKTAŞ

 

 

 

 

   

 


AddThis