Gerçekten Beni Duyuyor musun?

İçinde bulunduğumuz zamanın en büyük problemlerinden biri eğitim… Büyük bir teknoloji köyüne dönüşen dünya ve doğruların her geçen gün değiştiği zamanlar… Eğitimin başlangıç mekânı aile ve ilk öğretmen annenin dertlerine derman olmak isteyen bir kitap…Annelerin de insan olduğuna özellikle değinen, kendi annesiyle kendini karşılaştırıp, daha iyi anne olma yollarını arayan duyarlı annelere sesleniyor.Bazen kendi çocuğunun yapısı ve kişiliği düşünülmeden girişilen alıntı anneliği eleştirirken başarısız olunca veya bunalınca yapıcı olunması gerekliliğini satırlara serpiştiriyor.Çocukluklarına ideal anneyi yansıt/(a)mayan kişilerde huzursuzluk ve suçluluk başladığını belirtiyor. Bunu üç başlık altında toplanabileceğini vurguluyor.

Bunlar:1- Eğitim konusunda günümüzün hızla değişen değerleri. Örnek olarak oyunun oyalama olmaktan çıkıp eğitim aracı olarak kullanılması2-      Toplumda değişen anne ve kadın imajı. Örnek olarak Anne baba otorite merci mi, arkadaş mı çelişkili, tutarsız suçlamalar gibi.3-      Anne ve babalık sanatını öğreten kurumların eksikliği.

Çocuklarımızla iletişim kanallarını açık tutup empati yapabilmeyi çocuğumuzun farklı düşünebileceği, büyüme dönemlerine göre kısa zamanlı bazı istenmedik davranışlar sergileyebileceğini göz önünde bulundurmasına değiniyor.

Ödül ve cezanın önemini vurguluyor, ödülde maddiyattan öte manevi argümanların (takdir, tebrik) ortaya çıkarılması gerektiğini cezanın ise istenmedik hareketlere meydan vermeden nasıl uygulanmayacağını adeta şifreliyor.

A-     Sorun olan davranıştan önce

1-     Önleyici açıklamalar yapmak

2-     Çevreyi değiştirme

3-     Örnek olma

4-     İyi alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olmak yol göstermek ve yaptığı zaman takdir etme

B-      Sorunlu davranış sırasında

1-     Kabul edilemez davranışın nedenini düşünme

2-     Yapıcı bir çözüm ve alternatifler üretme

3-     Davranışların aile bireyleri üzerindeki etkisini anlatma

C-      Sorun olan davranış sonrasında

1-     Çocuğumuzun pişmanlık duymasını sağlama

2-     Davranışların sonuçlarına katlanmasına müsaade etme

Çokça yanlış anlaşılan disipline değinip disiplinin aslında düzenli bir yaşam sistemi olduğunu, en önlemli disiplin kuralının örnek olmak olduğunun altını çiziyor.

Disiplinin mevcut yaşamın tadını kaçırmaması gerektiğini gerçek disiplinin yaptırım değil sevgi ve anlayış temelli olduğuna değiniyor. Tutarlı bir disiplin anlayışının olması gerektiğini ve devamsızlık gösteren disiplin anlayışının disiplinsizliğe sevk ettiğini düşünüyor.

Uygulama tarzına göre disiplini ikiye ayırıyor.

1-      Dış kontrollü Disiplin

A-Sözel olarak

Kızıp bağırma

Tehdit etme

Sözle hor görme

Beddua etme

Sevgini esirgeme

B- Fiziksel disiplin (Dayak)

Dayağın hiçbir çözüm üretmediği üretemediği gibi de çocuklarda karşı koyma, kaçış ya da aşırı içe kapanmaya sebep olduğu için kesinlikle reddettiğini vurguluyor. Aşırı disiplin kontrollü kişilerin anne/baba kontrolü yokluğunda kendilerini kontrol edemediği gibi pasif, aciz ya da nerede tepki göstereceğini bilemeyen her şeyi kabullenen karakter yarışına büründüğünü düşünüyor.

2-     Özdenetim (İç kontrollü Disiplin)

Öz denetim sağlamak için kuralların çocuğun yaşına kişiliğine özelliğine göre ayarlanıp kurallar izah edilmeli, kuralların uygulanmasında aktif rol ve sorumluluk verilmeli ve hemen takdir edilmesi gerektiğini vurguluyor..

Katılımlı dinlemenin önemine değinip,

1-      Bedensel olarak dinlediğini,

2-      Hımm, evet gibi konuşulanları takdir ettiğini

3-      Tekrar yaparak özümsediğimizi

4-      Konuşanın duygularını anlamaya yönelik sorular sorulmasını

5-      Sorunu çocuğun kendi çözüm yolunu sunması için ne yapmayı düşünüyorsun denmesi gerektiğini vurguluyor.

Anne ve babanın da kızıp sinirlenebileceğini bu durumda;

1-      Kızgınlığımız kendimizden kaynaklanıyorsa önceden tedbir alıp bugün sinirliyim, beni rahatsız etmeyin gibi cümlelerle uyarılar yapılabilir.

2-      Empati kurulmalıdır. Kavga etmenin yerine kavga ettiğiniz zaman başım ağrıyor lütfen denilebileceği

3-      Suçlamak yerine davranışı tanımlanması(Tembel yerine dersini vaktinde bitirmediğin zaman gibi)

4-      Çocuğa yüklenmek yerine davranışın etkisini açıklanmalıdır.( Sınıfta kalacaksın yerine şöyle yaparsan daha çok yararlanırsın gibi.)

5-      Tehdit edeceğinize duygularınızı açıklanmalıdır. Bıktım artık, bu evden gideceğim seni geberteceğim yerine kızıyorum, içerliyorum, kırılıyorum gibi söylemler geliştirmemiz gerektiğini vurguluyor.

Son olarak sabretmenin; öğrenmeyi, kişiliği geliştirdiğini ve karşılıklı güvenin aslında çocuk yetiştirmede en temel çıkış noktası olduğunu vurgulayarak kitabı bitiriyor.

 

Mehmet GÖZÜTOK

Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız

 

 



AddThis