Sürgün Öğretmen

 

 

Yolu olmayan bir köye sürgün edilen Ali Öğretmen bir rehber eşliğinde sarp ve kayalık patikalar aşa aşa köye ulaşır. Ancak asıl aşılması zor olanın insanları kuşatan cehalet, hurafeler olduğu ve insanların din diye yaşadıkları yanlış inançlar olduğunu müşahede eder. Bunların yanında aşılması gereken nice zorluklar da vardı. Amir- memur - reaya ilişkisinden süregelen endişe ve korkulardan hareketle köylü, her memura ve amire hak etmedikleri saygınlığı atfetmiş, onların her türlü haksızlık ve zalimane davranışlarına boyun eğip rıza göstermiştir. Bu durum; köylüyü ezik ve hor görülen, adeta insan yerine koyulmayan birer nesne haline getirmişti. Nesneleştirilmiş bir insan topluluğunun hak ve hukukundan söz etmek şöyle dursun, sefalet içindeki bu insanların elindeki ekmeğe dahi göz diken tamahkar ve insafsız yöneticiler; Ali Öğretmen'i haddinden fazla müteessir eder. Zifiri bir karanlığın içine düştüğünü fark eden öğretmen, ışığa olan ihtiyacın elzemliğini zerresine kadar hisseder. Artık Ali Öğretmen'in tek derdi okul ve öğrenciler değil; önceliği köylünün hayati ve ahlaki sorunlarını çözmek, köylünün maddi manevi eksikliklerini gidermek olur. Öğretmenin samimiyeti ve köylünün de iyiliğe yatkın olan tabiatı neticesinde çok kısa sürede uzun yollar katedilir. Ali Öğretmen köylünün gönül hanesine girmeyi başarır. Artık o, sadece bir öğretmen değil; yerine göre işçi, yerine göre rehberdir. Gah bir antrenör gah bir barış elçisi olur. Böylece köylü tarafından gerçekten sevilip sayılan bir dost haline gelir. Ancak makam mevki ihtirasına kapılan muhtar ve hemfikirleri Ali Öğretmen'den hazzetmezler. Önceleri her dediğini anında yaptıran muhtar, şimdi köylünün itirazları ile karşı karşıyadır. Köylünün haksızlığa yavaş yavaş başkaldırmasının tek sebebinin öğretmen olduğunu bilen muhtar, öğretmenden kurtulmanın yolunu arar. İlçe yönetimi ile de arası iyi olan muhtar, Ali Öğretmeni Cevizli'den sürgün ettirir. Maarif memurunun sürgün gerekçesi: "Köylü ile öğretmenin arasının iyi olmaması.”dır. Bu trajikomik gerekçeyle köyden ayrılan Ali Öğretmen: “Benim için görev her yerde aynı, gideceğim yerde de toprak var." diyerek azim ve kararlılığından hiçbir şeyin eksilmediğini vurgulayarak dik duruşundan taviz vermez. Alışılmış kişilerden ayrılmanın ezikliğini yüreğinde hissederek uzaklaşan Ali Öğretmen'in ardından gözü yaşlı köylünün,sürgüne sebep olanlara bedduası göklere yükselir.

Kitaptan İnciler:

* Beşeriyeti cahiliye denizi kuşatsa da yücelik arayanlar, yüceliği bulur. Unutulmamalı, Firavun'un kucağında Musa yetişti.

*Tazim karşındakinin kibrini ve zulmünü artırıyorsa mes’uliyet addeder.

* Kul kanunu sağır adama benzer, kulun ağıtını duymaz derdini anlamaz.

* Ey tarih, hangi eğitim seni madde yaptı taşlaştırdı. Seni yeniden öğütmek yeniden eğitmek gerek.

* Faaliyeti olmayan düşünce, düşüncesi olmayan faaliyet israftır.

* İnsan ne gariptir, bataklıktan kurtarmak için gelen elçinin doğumunu bataklıkta kutluyor. (Noel’e atıf)

* Fareye lağımlar saraydır. Bülbülle lağım faresi uyuşamaz.

* Kendi fikrini gerçekleştirmek için adım atmayanlar, adım atanları izler durur.

Esinlenmelerim:

  • Eğitimin amacına ulaşabilmesi için eğitimin gerçekleşeceği sahanın, şartların ve kültürün ıslahı büyük önem arz eder.
  • İnsanın karşılaştığı şartlar zor olsa da insan tabiatı bu zorluğa uyum sağlama potansiyeline sahiptir. Ancak bunu deneyimleme mecburiyetinde kalınca fark eder.
  • Birilerine yaranabilmek ümidiyle zulme ve haksızlığa boyun eğmek insanı küçültüp değersizleştirir. Değerini çiğnetip kendinden vazgeçenin, kendinden ümit kesenin yolu da yolculuğu da meçhule gider.
  • Çaresizlik girdabına kapılan insanların kurtarıcı bekleyişi çok baskındır.
  • Cehalet insanı omurgasızlaştırır. Doğrusu olmayanın; her söyleme iman etmesi, her eyleme tabi olması mümkündür.
  • Ölüm pahasına olsa bile hak, hak olarak bilinip haykırılmalı; aksi takdirde hakkın yerini batıl alır. İyi olmak tek başına çözüm değil; asıl çözüm kötülüğü engellemek için yapılan eylemlerde saklıdır. Diyebiliriz ki: Zalimler varlığını baş kaldırmayan mazluma, kötüler de varlığını pasif iyilere borçludur.
  • İhlas ve azim bir insanda buluşursa engeller hedefe ulaşmada set değil, aksine yeni hedefler için yeni başlangıçların muştusu olur. İnancını ve azmini canlı tutanın önünde dağlar yol olur.

      Kitapta yöre ağzının kullanılması kitabın akıcılığını bozmuş olsa da genelde herkesin özelde de öğretmen adaylarının okuması gereken bir kitap olduğu kanısındayım.

 

 Sevgül Çevik Gülmez

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

İslami İlimler Fakültesi Öğrencisi

 

 

 

Kitabın Kimliği

Kitabın Adı     : Sürgün Öğretmen

Yazarı             : Hüseyin Karatay

Yayınevi         : Bengisu Yayınları

Basım Yeri     : İstanbul - 2016

Basım             : 26.baskı

Sayfa Sayısı     : 216

Türü                : Roman


AddThis