okumali

Üye Girişi

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün23
mod_vvisit_counterDün834
mod_vvisit_counterBu hafta3607
mod_vvisit_counterBu ay11691
mod_vvisit_counterHepsi1852471

Kimler Sitede

Şu anda 19 ziyaretçi çevrimiçi

Hoş Geldin Semanın İkramı

Gök kapılarının ardına kadar açıldığı,gök sofrasının /maidenin yürek soframıza inzal olduğu…

Peygamberi duyarlılığın ve muhacirane serdengeçtiliğin temellerinin atıldığı,ensari kardeşliğin kavileştiği…

İnsan olmaklığımızın şuuruna daha derin vardığımız…

Gark olduğumuz nimetleri fark ettiğimiz ve ne kadar az şükrettiğimizi idrak ettiğimiz…

Semavi nusretin bir yay boyu kadar yaklaştığı ve maverai olanla ünsiyetimizin pekiştiği…

Ümmet bilincimizin ,bünyanun mersus/kurşunla kaynatılmış oluşumuzun, fehm edildiği…

 

Mısır 'da ki Darbeyi Nasıl Okumalı?

Geçtiğimiz günlerde Mısır’da gerçekleştirilen darbe küresel sistemin mevcudiyetini sağlama alma girişiminin en bariz örneklerinden biridir.Arap baharı olarak adlandırılan ve yaklaşık dört yıldır devam eden başkaldırı hareketlerine hazırlıksız yakalanan dünya sistemi en azından durumdan vazife çıkarma ve yeni kurulacak sistemde kendisine alan açma adına bir çok girişimde bulunmuş ve fakat istediği sonucu elde edememiştir.Başkaldırı hareketlerinin başladığı günden buyana,bu hareketleri BOP projesinin yeni bir versiyonu yada emperyalizmin İslam beldelerindeki süresi dolmuş diktatörlükleri değiştirme çabası olarak değerlendiren İslamcı entelektüel havzanın ağır ağabeylerinin Mısırda tamamen ABD destekli gerekleştirilen darbe için ne diyeceklerini doğrusu çok merak ediyoruz.

 

Mursi'nin Yanındayız

Mısır’da, 30 Haziran Pazar günü Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanlığının yıldönümü münasebetiyle başlayan temerrüd/isyan hareketi darbeyle neticelenmiş durumda.Kendilerini muhalifler olarak adlandıran ve ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden örgütlenen Seküler,Baasçı ve Kıpti unsurlardan müteşekkil kitlelerin Tahrir Meydanı’nda yapılan darbeyi sevinçle karşıladığı, tarihin ilginç anlarına şahitlik etmekteyiz.Yaşanan olaylarda şimdiye kadar 30’dan fazla kişi hayatını kaybetmiş ve onlarcası da yaralanmıştır.Muhalif unsurların yakıp yıkmaya ve devlet mekanizmasının işleyişini durdurmaya yönelik eylemleri ve ayrıca seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin gitmesi durumunda ne olacağı yönünde herhangi bir fikirlerinin olmayışı, meselenin ülkede inisiyatif alan Müslümanlara karşı hazımsızlık olduğu intibaı vermektedir.

 

Okuma Ahlakı ve Nur Risaleleri

Oku! Yaratan Rabbin adına. O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Kalemle yazmayı öğreten kerem sahibi Rabbin adına.

 

Yukarıda mealini okuduğumuz Kur’an-ı Kerim ayetleri  ilk inen ayetler olup, ilk muhatabı ümmi bir peygamberdir. Yani okuma - yazma bilmeyen ve elinde okunacak herhangi bir kitap veya  metin bulunmayan bir peygamber. Fakat ilk emir OKU! Bu çok manidardır. Henüz Peygamberlik vazifesi tebliğ edilmeden bir talep söz konusu. OKU! Kim olsa böyle bir talep karşısında şaşırır. Peygamber (a.s)’da beşer yönü ile bu talebe şaşırmıştır. Fakat daha sonra okumaları ile kıyamete kadar gelecek, dost düşman herkesi hayran bırakacak bir devrime imza atmıştır. Maalesef bugün onun izinden gittiğini iddia eden Müslümanlar halen daha o şaşkınlığı yaşamaktadır. Bu sebeple olsa gerek, başta kendi nefsimizde olmak üzere, herhangi bir devrime, değişime kapı aralayacak okumalar yapamıyoruz.

 

 

Kutsallıkla Halelenmiş Sekülerlik

Bugün günlük hayatımızda çokça kullandığımız fakat mahiyeti hakkında çok az şey bildiğimiz kavramlardan biridir Sekülerlik. Tanımı üzerinde dahi tam bir mutabakatın sağlanamadığı,yer yer laiklik kavramının yerine ikame bir kavram olarak kullanıldığına da şahit olunmaktadır.Oysaki bir kavramın, hele de bu kavram başka bir dilden ve kültürden ihraç edilmiş bir kavram ise ,içine doğduğu düşünsel/entelektüel zemin bilinmeden,o kavramı doğuran sosyal,siyasal,ekonomik v.s şartlar etüt edilmeden tanınması mümkün değildir.Üstelik bu kavram sekülerlik gibi kendisini dini olan karşısında konumlandıran bir kavram ise daha bir hassasiyet göstermek icap eder.Çünkü o zaman meseleyi kavramın ortaya çıktığı tarihi ve kültürel havzada dinin neye tekabül ettiği yönünden ele almak gerekecektir.Görüldüğü üzere insanın hayat algısında köklü değişikliklere sebep olan bazı kavramların mahiyeti bilinmeden ,alelade bir şekilde kullanılması ciddi sorunlara sebep olabilmektedir.

 

Dünya ve İslam Gazetesinin Yeni Sayısı Çıktı

İki aylık periyotlarla yayınlanan Dünya ve İslam Gazetesi'nin Haziran-Temmuz-Ağustos sayısı ''Egzantrik Espiyonaj'' serlevhasıyla yayınlandı.Önemli çevirilerin ve özgün makalelerin bulunduğu gazete Kitap Fikir,Derin Yorum ve Siyah Sanat ekleriyle de takipçilerine farklı ufuklar açıyor.Abonelik için 0541 780 14 89 no'lu telefondan Ali Tarık PARLAKIŞIK ile irtibata geçilebilir.

 

SAVRULMA

Ulusçu argümanların gündemlerimizi işgal ettiği bir süreçten geçiyoruz.Ulusalcılık paradigmasının, içinden geçmekte olduğumuz ‘’süreci’’ bahane ederek, kendisini yeniden ihya edebileceği bir zemini inşa etmeye çalıştığı bir vasata şahitlik ediyoruz.Bu paradigmanın  bünyesinde barındırdığı ötekileştirme ve ayrıştırma potansiyellerinin har halükarda bir muarıza ihtiyaç duyacağı hakikatinin idrakinde olmak ve bu idraki topluma şamil kılmak noktasında çaba göstermek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu fark etmemiz gerekiyor.Etnisite temelli kırılmalar insanlar arasında zihinsel kötürümlüklere neden olabiliyor.Etnik ayrılıklar Allahın bir işareti değil de sanki düşmanlık unsurlarıymış gibi değerlendirilebiliyor.

 

İslami Hareketin Entelektüel Kökenleri-3

İslam’ın kapitalizmle savaşı adlı eserinde Kutup’un İhvan hareketine teslimiyeti aşikar bir boyut kazanır. Artık akide kavramı Kutup’un düşüncesindeki en merkezi kavramlardan biri olur.Ona göre akide kişiyi devrimci bir vizyona sahip kılan, hareketi teşvik eden ve tanrı ile iletişimi her daim canlı tutarak aciz insanı harekete geçiren en önemli amildir.İslam ve evrensel barış adlı çalışmasında ise Kutup ;karşılaşılan bütün siyasi,ekonomik ve ahlaki bunalımların aşılması için Müslümanların güçlerini birleştirici olarak akide kavramına değinir.Tüm bu çalışmalar Kutup’un İhvan sonrası dönemde akide kavramını merkezileştireceğini ve İhvan hareketinin entelektüel zeminini inşa ederken akide kavramından oldukça fazla istifade edeceğinin göstergesidir.