okumali

Üye Girişi

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün137
mod_vvisit_counterDün131
mod_vvisit_counterBu hafta1268
mod_vvisit_counterBu ay908
mod_vvisit_counterHepsi2024087

Kimler Sitede

Şu anda 4 ziyaretçi çevrimiçi

Türkiye İslamcılık Bahsi Üzerine-VI

Muhafazakarlık,edilgenleşmenin/pısırıklaşmanın/nesneleşmenin ve teslimiyetçiliğin diğer adıdır.Muhafazakar düşünce, bünyesinde geleneksel/dini unsurlar da barındırdığından ilk elde oldukça masum bir görüntü vermesine rağmen,aslında geleneği ve gelenekte içkin dini argümanları kullanarak modern değerlerin ikamesini sağlamaktadır.Bu nedenle modernliği muhafazakarlıktan bağımsız düşünmek mümkün değildir.Muhafazakarlık, modernliğin karşısında değil bizzat modern değerlerin yerleşmesine yardımcı olan ancak bunu yaparken dini/folklorik ve tarihsel unsurları da kullanan bir dünya görüşüdür.

 

Mazi ve Gelecek

20.yüzyıl, arkasında derin acılar ve sarsıcı değişiklikler bırakarak geçti. Öyle görünüyor ki 21.yüzyılda en az onun kadar derin acılara ve sarsıcı değişikliklere gebe.Aslında gerek 20. gerekse 21.yüzyıl başlangıçları itibariyle birbirlerine çok benziyorlar.20.yüzyılın başlarında Dünya’nın bir savaşa doğru hızla ilerlediği ve sınırların yeniden çizileceği bir vasatın oluşacağı her halinden belliydi.20 yıl arayla yaşana iki büyük savaşla Dünya yeniden şekillendirildi.Yaklaşık 100 yıl sonra,21.yüzyılda,bizlerde aynı olaylara şahitlik etmekteyiz.Öyle görünüyor ki bu yüzyılda sınırların değiştiği ve dünyanın yeniden dizayn edildiği bir yüzyıl olacak/oluyor.

 

Ben ve Hayat ve Ölüm

Ne zor şeydir hayat ve ölüm hakkında yazmak.Hayata ve ölüme dokunmak,hissetmek,duyumsamak.Biri-yani hayat- her an içinde olduğumuz, fazlasıyla iç içe yaşadığımız ve modern zamanlarla birlikte gittikçe ‘’an’’laşan bir olgu iken; diğeri-yani ölüm-tasvir edilemeyen,tahayyül edildiğinde dahi insanın bir türlü kendisine yakıştıramadığı ve yaklaştırmadığı hakikat.Hangisinin hakkını layıkıyla verebiliyoruz ki?Ya da hangisini daha fazla kanıksıyoruz?

Sözü güzel söylemek, güzel söz söylemek ve sözün güzeline uymak her babayiğidin altından kalkabileceği bir iş değil. Harcıalem iş kotaranlar,aleladelikle malul olanlar ve sözün gücü yerine gücün sözünü yeğleyenler zaten gündemimizde değil.Bizim meselemiz,sözü savaşları kesecek, ağulu aşı bal ile yağ edecek kadar ehemmiyetli gören,sözü dinleyen ve en güzeline uyan,hikmeti ve güzel öğüdü şiar edinen ve en güzel şekilde tartışanlarladır.

 

ÜÇ MESELENİN ETRAFINDA

Teknik,medeniyet ve yabancılaşma kavramları dün olduğu kadar bugünde oldukça netameli olma hususiyetlerini muhafaza ediyor.Hayatımızın hemen her yanında içli dışlı olduğumuz bu kavramların serencamıyla ilgili vaktiyle yapılmış ve halihazırda yapılmaya devam eden çalışmalar, meselenin ne kadar ehemmiyetli olduğunun da bir işareti aynı zamanda.Tekniğin tam olarak ne olduğu,teknoloji ile arasında bir farkın olup olmadığı yada bilim ve teknik arasındaki ilişkinin mahiyeti gibi zorlayıcı soruların yanında,yabancılaşmanın-insanın tanrısına,evrene ve tarihe yabancılaşmasının-muhtevası ve medeniyetin tam olarak neye taalluk ettiği  gibi sorular bugün dahi zihinleri,genelin değil ilgilisinin zihnini, yormaya devam ediyor.

 

İslamcılığı Nasıl Bir 21.Yüzyıl Bekliyor?

Aydınlanma düşüncesinin ünsiyet kuran ve ünsiyet kurduğu oranda,bilhassa tanrı ile ünsiyetini canlı tuttuğu oranda,beşerlikten insanlığa doğru yücelen insanı bireyleştiren; yani kendisinin tanrısı haline getiren ve beşerlik yönünü yani organik,insiyaki/libidonal ve egosantrik yönünü merkezleştiren algısı,içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın en ciddi travmalarından birini oluşturmaya devam etmektedir/edecektir.Bu algı Batı insanının buhranlara gark olmasına sebebiyet vermiş olmasına ve bugün batıda ezoterik/Batıni yönelmelere sebep olmasına rağmen,içinde Türkiye’nin de bulunduğu Ortadoğu coğrafyasına farklı kimlikler ve ilgiler aracılığı ile girmeye çalışmakta ve müslüman muhayyilede kendisine meşruiyet alanı açmaya çabalamaktadır.

 

Türkiye İslamcılık Bahsi Üzerine-V

Muhafazakarlaşmaya doğru evrilen İslamcı dilin küresel gündemin tesiri altında kaldığını ifade etmek durumundayız.Küre ölçeğinde meydana gelen değişimlerin icbar etmesiyle Türkiye ölçeğinde muhafazakarlığın özellikle öne çıkarıldığını müşahede ediyoruz.Modern dünya sisteminin kendisini halkı müslüman olan ülkelerde ikame edebilmesi için artık ceberutça yöntemler kullanmaktan ziyade,dini argümanlarında bolca kullanıldığı ve hatta ritüel eksenli bir dinin özendirildiği ve böylece modernleşmenin ‘’din aşısı’’yla güçlendirildiği bir süreci yaşıyoruz.

 

Türkiye İslamcılık Bahsi Üzerine-IV

1990 yılların İslamcı birikimi özellikle dönem dergileri üzerinden etüt edildiğinde oldukça verimli olduğu söylenebilir. Din-devlet ilişkisinin tartışıldığı, modern hayatın getirdiklerine karşı sorgulamaların yapıldığı bu dönemin ciddi bir entelektüel havza olduğu söylenebilir.Verili olanı sorgulayan ve inkılabi bir duruşu temsil eden bu bakış kendi içinde dinamizmini de devam ettirebiliyordu.Refah partisinin iktidarı döneminde bile politik dile angaje olmamaya özen gösteren bu bağımsız İslamcı duruş,2000 sonrası AK partinin kuruluşuyla birlikte politik dilin sığlığına doğru evrilmeye başladı.

 

Güllerin Vedası

Solmayan Güllerin Vedası

Güllerin vedası, Allah yolunda canlarından vazgeçen yiğitlerin hikâyesinin anlatıldığı kitap… Yazarı da veda eden güllerden biri… Afganistan’da 17 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen uçak kazası sonucu şehit olan Bahattin Yıldız.